Anadolu’da bir ilçede Müftü olarak görev yapan bir hocamızın bir hatırası. Günlerden cumartesi. Kazanın pazarı da o gün kurulur. Daireler kapalı. Evde oturacağıma müftülüğe gideyim dedim. Daireye vardım, bir çay demledim, camdan dışarı bakıyorum. Bahsettiğim pazar, müftülüğün biraz ilerisinde kurulur. Kimi almaya, kimi satmaya, herkes pazara geliyor. Kalabalık. Müftülüğün karşısında bir bakkal var. Ben camdan ilçenin cumartesi günlerine mahsus bu hareketli vaziyetini seyrederken, lüks bir otomobil gelip, bakkalın önüne park etti. Bakkal bir hışımla çıktı;
Bir Tabak İncir ve Kur’an Kursu Hikayesi I Vehbi AKŞİT- Aydın Kuşadası Müftüsü I 1 Kasım 2019 Cuma
Youtube kanalımıza üye olmanızı ve videomuzu beğenip paylaşmanızı istirham ederim. ABONE OL: https://bit.ly/2FWQdZV
Anadolu’da bir ilçede Müftü olarak görev yapan bir hocamızın bir hatırası. Günlerden cumartesi. Kazanın pazarı da o gün kurulur. Daireler kapalı. Evde oturacağıma müftülüğe gideyim dedim. Daireye vardım, bir çay demledim, camdan dışarı bakıyorum. Bahsettiğim pazar, müftülüğün biraz ilerisinde kurulur. Kimi almaya, kimi satmaya, herkes pazara geliyor. Kalabalık. Müftülüğün karşısında bir bakkal var. Ben camdan ilçenin cumartesi günlerine mahsus bu hareketli vaziyetini seyrederken, lüks bir otomobil gelip, bakkalın önüne park etti. Bakkal bir hışımla çıktı;
«–Yok arkadaş dükkânın önüne park etme!» dedi. Zaten ‘pazarın kurulduğu gün’ olduğu için, bakkala giden gelen yok. Bir de dükkanın önü kapanacak diye adamcağız iyice asabîleşti. Arabanın sahibi de haklı;
«–Yahu burada park yasağı mı var? Niye park etmiyormuşum?!.» diye çıkıştı. Baktım gereksiz bir münakaşa çıkacak. Hemen indim, arabanın sahibine;
«–Arkadaş, bugün ilçenin pazarı var. Gelen-giden çok. Bakkal; ‘Belki satış yaparım’ diye dükkânın önü kapansın istemiyor. Burada arabana zarar gelmesin. Müftülüğün bahçesinde müsait park edecek yer var. Ben kapısını açayım, oraya koy.» dedim. «–Olur…» dedi. Arabayı park ettikten sonra;
«– Yukarıda çay demledim, tek başıma içiyorum, istersen buyur birlikte içelim» dedim.
«–Olur, içelim.» dedi. Teşekkür etti. Yukarı çıktık. Bir yandan çaylarımızı içiyor, bir yandan tanışıyor, konuşuyorduk. O sırada müftülüğün kapısı açıldı. İçeriye elleri titreyen yaşlı bir hanım girdi. Elinde tek sıra dizilmiş bir tabak incir.
«–Oğlum, müftülüğün kapısını açık gördüm de içeri girdim. Kusura bakmayın. Ben bu incirleri bizim bahçeden topladım. Pazara satmaya götürüyorum. Parasını da sana getireceğim bir kız Kur’ân kursu yaptırırsınız diye…»
Bir tabak incir… 1 kilo ya gelir, ya gelmez. Kur’ân kursu yaptırmak için onu getirip hayır olarak müftülüğe verecek… Duygulandırıcı bir samimiyet, niyet ve arzu… Ben dondum kaldım. Misafirim de duygulandı. Hanıma dedi ki:
«–Kaça satıyorsun?» Kadıncağız, mütevekkil; «–Ne verirseniz?» dedi. Adam da coştu:
«–Peki, bir Kur’ân kursu yaptırmaya verir misiniz?»
Yâ Rabbî!.. Bir tabak incir ile bir Kur’ân kursu…
Adam bu güzel niyeti gerçekleştirmek için harekete geçti. O kadıncağızın arzusu gerçek oldu…”
Siz ne derseniz deyin, bunun adı samimiyetten başka bir şey değil. Samimiyetle, ihlâsla istersen; Mevlâ’m karşılığını hemen, fazlasıyla verir. O kadıncağız, istemiş, gönülden arzu etmiş.
«Benim ne imkânım var ki?» diye düşünmemiş. «Bir tabak incirden ne olur…» dememiş.
Onu toplamış.
«Bana gülerler…» dememiş, yola koyulmuş. Bunlar hep bereketin sırları… Elhamdülillah ne güzel hayırla yad edilen müftülerimizin hikayeleri var….
Evet dostlar, bugün içinde namaz kıldığımız cami ve mescitler, çeşmesinden su içtiğimiz sebiller, Kur’an-ı Kerim öğrendiğimiz Kur’an Kurslarımız, alfabeyi, matematik, edebiyat gibi dersleri öğrendiğimiz okullarımız bu güzel insanların samimi duyguları ile yapılmadı mı? Bugün Türkiye’mizde okul, cami, hastane, üniversite gibi hayır kurumları hep bu yüreği Allah sevgisi ile dolu yurdum insanları, alnının teri, elinin emeği ile kazandıklarını yine kendi insanları istifade etsinler diye yaptılar. Çünkü onlar, ne verirsen elinle o gider seninle prensibince inanarak, ahirete azık hazırladılar.
Ne mutlu böyle güzel yürekli insanlara. Gönlünden Kuran Kursu yaptırmak geçen teyze de, Kuran Kursu yaptırmak için o bir sepet inciri alan hayırsever de, Cumartesi günü belki biri bir soru sorar diye müftülüğü açan müftü de bu sevaptan elbette pay alacaktır.
Rabbim bir şeyin olmasını istediği zaman sebepleri de sepetleri de bir araya getiriyor.
Ne mutlu bu güzel insanlara… -Vehbi Akşit (Kuşadası Eski İlçe Müftüsü) İstanbul Çekmeköy İlçe Müftüsü Aydın Ses Gazetesi Köşe Yazısı: https://www.sesgazetesi.com.tr/makale…
Payitaht Dizisinde Bir Kap yoğurt ve Fatih Camii dengede duruyor.
ABONE OL: https://bit.ly/2FWQdZV
WEB: https://www.vehbiaksit.com.tr
FACEBOOK: http://www.facebook.com/vehbiaksit
TWITTER: http://www.twitter.com/vehbiaksit
INSTAGRAM: http://www.instagram.com/vehbiaksit