“On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüş, bu on kötü sıfat kimde bulunursa, nasıl olurda, Allah onun dualarını kabul eder?.” Diyerek, toplumun en önemli on çeşit hastalığını şöyle sıralıyor:
DUALARIMIZ NEDEN KABUL OLMUYOR?
﴿ وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,…وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ ، وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ ، أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَاباً مِنْهُ ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلاَ يُسْتَجاَبُ لَكُمْ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Aziz cemaat!
İnsanlar, ne zaman Kur’an reçetesinden ve peygamber izinden ayrılıp nefislerine uymuşlarsa, o zaman kendi elleriyle kendilerini cezalandırmışlardır.
Dikkat ediniz! Heva ve heveslerimize uyduğumuz için “Karada ve denizde düzen bozulmuş”[3] yiyeceklerimizden bereket kalkmış, küçük- büyük saygısı silinmiş, çocuklar; anne ve babalarına karşı gelmeye, kardeşler; birbirlerine diş bilemeye başlamışlardır. Peki bütün bunlara sebep ne ?
Bir gün, İbrahim Ethem hazretleri, Basra şehrinde dolaşırken, Basra’lılar yanına yanaşıp:
“Ey hazret! Allah’u Tealâ Kur’an-ı Kerimde: “Bana dua edin, (dualarınızı) kabul edeyim.”[4] buyurduğu halde, biz çok zamandır dua ediyoruz, dualarımız kabul olmuyor. Sebebi nedir?” diye soru sorarlar.
Bu soruya karşılık mübarek zat, bakınız ne cevap veriyor:
“On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüş, bu on kötü sıfat kimde bulunursa, nasıl olurda, Allah onun dualarını kabul eder?.” Diyerek, toplumun en önemli on çeşit hastalığını şöyle sıralıyor:
1- “Allah’ı tanıyorsunuz, Allah’ı tanıdığınızı iddia ediyorsunuz; fakat Ona gerçek manâda kul olmaktan kaçıyorsunuz.
2- Kur’an-ı okuyorsunuz; fakat onun emir ve nehiylerine riayet etmiyor, onunla amel işlemiyorsunuz.
3- “Şeytan düşmanımızdır” diyorsunuz; fakat şeytanın her isteğini yerine getiriyor; ona itaat ediyorsunuz.
4- “Ümmeti Muhammed’deniz” diyorsunuz; fakat, Resulün sünnetlerine tabi olmuyorsunuz.
5- Cennete gireceğinizi söylüyorsunuz; ama oraya girmek için gerekli olan amelleri işlemiyorsunuz.
6- Ateşten (cehennemden) kurtulmak istiyorsunuz; fakat yaptığınız kötü ameller yüzünden kendinizi ateşe hazırlıyor-sunuz.
7- Ölümün hak olduğunu biliyorsunuz ancak; ölümün hakkını verip te; ona, gereği gibi hazırlanmıyorsunuz.
8- Din kardeşlerinizin ayıpları ile meşgulsünüz; ama kendi kusurlarınıza hiç mi hiç bakmıyorsunuz.
9- Rabbinizin nimetlerinden faydalanıyorsunuz; ama ne var ki, Ona gereği gibi şükretmiyorsunuz.
10- Ölülerinizi gömüyorsunuz da; bir gün sizinde başınıza geleceğini düşünüp ibret almıyorsunuz…”
Buyurarak toplumun temel hastalıklarını dile getiriyor.
Kıymetli cemaat!
Eğer yaptığımız dualar kabul olmuyorsa, eğer fitne başını alıp yürüyorsa, eğer kazancımızda bereket görünmüyorsa, eğer musibetler peşimizi bırakmıyorsa ve eğer felâketler birbirini kovalıyorsa, kendimizi kontrol edelim ve gereğini düşünelim.
Gerçek manâda kul, gerçek manâda ümmet ve gerçek manâda insan olmaya çalışalım.
Hutbeme, hutbemizin başında okuduğum ayet ve hadisin meâlleri ile son veriyorum. Rabbimiz buyuruyor ki:
“(Habibim) Kullarım beni sana sordukları vakit de ki; Muhakkak ben yakınım. Dua edenin duasını bana dua ettiği anda işitir ona karşılık veririm. O halde, kullarım da benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki, doğru yolu bulmuş olsunlar.”[5]
Önderimiz (s.a.v.) de bizleri uyararak şöyle buyuruyor:
“Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder kötülükten men edersiniz, yahut Allah’û Tealâ size azap gönderir. Allah’a (azabın kaldırılması için) yalvarırsınız, lâkin duanız kabul edilmez”[6]
Rabbimiz; dünya ve ahiret saadeti vererek, cümlemizi; Fitneden, fesattan, hayasızlıktan ve çirkin işlerden muhafaza buyursun . (Amin)
[1] Bakara Suresi: 186
[2] Riyazü’s Salihin tercümesi S. 181
[3] Rum suresi: 41. ayetten
[4] Mü’min suresi: 60. Ayetten
[5] Bakara: 186
[6] Riyazü’s Salihin tercümesi S. 181