“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.”
EŞİNİN AĞZINA BİR KARPUZ DİLİMİ VERMEK SADAKA MIDIR?
Bir düğün sohbetinde, aile geçimi ile ilgili olarak, Peygamber Efendimiz’in bir hadisine yer vermiştim. Hadiste Allah Rasülü şöyle buyuruyor:
Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitâben şöyle buyurmuştu:
“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.”
Buhârî, Îmân, 41, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5
Erkam Yayınları, Riyazüssalihin c.2,s.357 vd.
Bu hadisi şerif çerçevesinde, konuyu izah ederken, özellikle, hatta eşinin ağzına verdiği lokma bile ifadesinin, eşler arasındaki muhabbet, sevgi ve birlikteliği de sağladığını anlatmıştım.
Ertesi gün, çok sevdiğim bir din görevlisi hocamız, Müftülükteki odama gelerek, beni ziyaret etti:
Sohbet ederken, düğün sohbetinde anlattığım hadisi şerif ile ilgili olarak, bana şunları anlattı:
-Hocam ben 40 yıllık din görevlisiyim. 40 yıllık da evliyim. Şimdiye kadar bu hadisi duymamıştım. Sohbetten sonra eve gittim. Eşim, balkonda oturalım dedi. Yaz mevsimi olması sebebiyle, muhabbet ederken, kestiği karpuzu tabaklara dilimler halinde koymuş, bana da buyur bey diye verdi. Ben de karpuz tabağını elime aldım. Çatalı karpuz dilimine batırdım. Tam ağzıma alacakken, Hocam inanın, sizin anlattığınız hadis-i şerif aklıma geldi. Siz gözümün önüne geldiniz. Bir an durdum. Ağzıma götüreceğim bir dilim karpuzu çatalımla eşimin ağzına uzattım. Buyur dedim. Eşim o karpuz diliminden ısırdı. Sonra bana hayırdır, 40 yıllık evliyiz, şimdiye kadar böyle bir şey yapmamıştın. Ne oldu, sana deyince, Hocam ben de eşime peygamberimizin hadisini anlattım. Eşim gözyaşlarını tutamadı. “ O ne büyük insan, bundan 1400 küsür sene önce, bir hadisin uygulamasını gördüm” dedi. Ve çok mutlu oldu. Ben de bu hatıramı sizinle paylaşmak istedim, dedi.
Evet, demek ki peygamberimizin hadislerini okumak yetmiyor, onu hayatımızda da uygulamak gerekiyor. Uygulayanlara ne mutlu!
Vehbi Akşit-
Belçika La Louviere
Yavuz Sultan Selim Cami Din Görevlisi
04.11.2009
Erkam Yayınları, Riyazüssalihin c.2,s.357 vd.
294. Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitâben şöyle buyurmuştu:
“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.”
Buhârî, Îmân, 41, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5
Açıklamalar
Sözü edilen bu 7 numaralı uzun hadîs-i şerîfte Sa`d İbni Ebû Vakkâs başından geçen bir olayı anlatmıştı. Olay şu idi:
Peygamber Efendimiz’le birlikte Vedâ Haccı için Mekke’ye gelmişlerdi. Sa`d orada ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Efendimiz kendisini ziyârete geldiğinde, Mekke’de öleceğini düşünerek ona bir mesele danışmıştı. Demişti ki, ben zengin bir adamım. Kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtabilir miyim?
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de ona mirasçılarını zengin bırakmak gerektiğini, onları başkalarına muhtaç etmenin doğru olmayacağını anlatmış ve malının üçte birini sadaka olarak dağıtabileceğini buyurmuş ve peşinden de yukarıdaki hadîs-i şerîfi söylemişti.
Bu hadîs-i şerîf her işin başının Allah rızası olduğunu ortaya koymakta, insan ne yaparsa Allah’ı memnun etmek için yapmalı, demektedir.
Burada bize şu anlatılmaktadır:
Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için büyük paralar, servetler harcamak şart değildir. Çoğu kimsenin önemsemediği bir işi yaparak da Allah rızası kazanılabilir. İnsan eşini, çoluğunu çocuğunu sevindirirken, onlarla gülüp oynarken bile sevap elde edebilir. Önemli olan, “Rabbim ben eşimi mutlu etmek, çocuklarımı sevindirmek istiyorum. Sen onları bana emanet ettin. Ben de senin emanetine saygı duyuyor, onlara karşı görevimi yapıyorum”, diye düşünebilmektir. Çocuklarına bir yiyecek, giyecek alırken Allah’ı düşünmek ve onun rızasını elde etmeyi istemektir.
Aile fertlerinin geçimini temin etmek, onları kimseye muhtaç etmemeye çalışmak dinimize göre önemli bir olaydır. Allah’ın sevgisini, cennetini, cemâlini kazandıracak kadar büyük bir meseledir. Eşiyle şakalaşırken maddî haz duymak, sevap kazanmaya engel değildir.
Nitekim Peygamber aleyhisselâm insanın eşiyle cinsî ilişkide bulunmasının bile sadaka olduğunu ifâde buyurmuş; bunu yadırgayan sahâbîlerine “Ya ihtiyacını haram yoldan giderse ne olacaktı!” diyerek bu gerçeği perçinlemiştir.
Şakalaşırken eşin ağzına verilen bir lokma bile sadaka sayılırsa, ailesinin ihtiyaçlarına sarfettiği paralar kim bilir insana ne büyük sevaplar kazandırır!
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Allah rızası için yapılan her hayır insana sevap kazandırır.
2. Mübah işler iyi niyetle yapıldığında birer hayıra dönüşür.
3. Bir müslümanın eşini sevindirmek için yaptığı her davranış, Allah’ı memnun eder.